[i]Daha Kaliteli Hizmet İçin Lütfen Üye Olunuz

[/i]

[i]Daha Kaliteli Hizmet İçin Lütfen Üye Olunuz

[/i]
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

      Hoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir
avatar



Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz? Empty
MesajKonu: Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz?   Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz? EmptyPaz Haz. 20, 2010 10:06 pm

Cinsel içerikli sitelere giren eşler evliliği ne hale getiriyor? Bu bir sorun mu? Sorunsa neden? Eşinin ruh dünyasında yol açtığı yıkımın telafisi mümkün mü? Ya karşı taraf ne yapmalı?
Evliliklerinde tam 10 yılı geride bırakmışlardı. Lakin bir arpa boyu yol kat edememişlerdi. Kadının annesi kalp krizi geçirmişti. Durumunun ve hastalığının çok ağır olduğundan söz ediliyordu. Çok severdi anneciğini, fedakar, cefakar, vefakar… Kadın ilk öğrendiğinde yüreğine kor gibi düşen bu acıyı eşiyle paylaşmak istedi. Eşi televizyonda ‘vadi’li filmlerinden’ birini izliyordu. Kadın gözyaşları içinde eşinin yanına geldiğinde, kocası ‘Şu an televizyon seyrettiğimi görmüyor musun?’ diyerek kadını susturdu bir çırpıda. Öyle ya, Allah korusun ya kaçırırsa bir sahnesini !!! Yazık, nasıl telafi edecekti sonra? Kadın evlendiği günden beri eşinin ilgisizliğini düşünüp ağlayarak eşyalarını hazırladı. Çocuklarıyla birlikte şehir dışındaki annesini ziyaret edip, dört gün sonra evine döndü.

Döndüğü gün ikinci şoku yaşadı. Bilgisayarı açtığında iğrenç, cinsel içerikli sitelerle karşılaştı. O an midesi bulanmaya başladı. Kadın annesinin acısıyla kıvranırken kocası başka alemlerde çok meşgulmüş meğerse. Kadının içinde kimsenin bilmediği kimsenin görmediği bir yanardağ vardı zaten. Bu ilk kez olmuyordu ki. Beyni eski defterleri taramaya başlamıştı çoktan. İlk şoku evde böyle! bir vcd bulmasıyla başlamıştı. O zaman eşi bu vcd’nin ağabeyine ait olduğunu, taşınırken eşyaları arasına karıştığını söylemişti.

Ya evliliklerinin ilk zamanları, bebekleri olduğunda… Adam işten geliyor odasından çıkmıyordu. Bir gün kadın saçını kestirdi, boyattı, fön çektirdi, giyindi kuşandı vs. Bebeği uyuttu. Üç kez kocasına seslendi. ‘İşlerim var biraz sonra’ diyordu adam. Kadın gece ikiye kadar kocasını bekledi, ama nafile… Zaten bebekten dolayı haftalardır uykusuz olan kadın sonunda uyuyakaldı. O gün merak etti, eşim sabaha kadar bilgisayarda ne yapıyor da yatağa bile gelmiyor diye… Eşi gidince sabit bilgisayarı açtı. Açmasıyla, geçmiş dosyalarında bütün uygunsuz siteler karşısına çıkıverdi… Doğru, gerçekten de çok işi! varmış diye düşündü kadın o dönemlerde kocasının işyerine ait dizüstü bilgisayarında arkadaşlık sitelerine üyeliklerini de gördü. Kadının denediği şifreler sayfayı açtı. Gerçekten de eşine aitti tüm bilgiler… Eşinden nazik bir üslupla açıklama istediğinde bir ton laf yedi. ‘Sen bana güvenmiyor musun’ diyen adam kadının üstüne yürüdü. Dediğine göre bu sitelere işyerindeki şoför giriyor muş da !..

Liste biraz kabarıktı. Kadın beynindeki bu taramayı durdurdu, hatırlamaya dahi tahammülü kalmamıştı. Zaten bu tarama kendisine bir katkıda da bulunmuyordu. İşin en ilginç yanı da kocası yıllarca iftira atmakla ve güvensizlikle kadını suçlamıştı. Bugüne kadar bir kez bile utanıp hatasını kabul edip bir özür bile dilememişti. Ya ‘ben girmedim’ diye iddaa ederdi, ya da ‘onlar sadece film’ derdi.

Kadın düşündü bir süre… Aklı başında biriydi. Rahmetli babasının ‘evlilik demir bir leblebiye benzer’ sözü hatırına gelince bir iç geçirdi. Zor da olsa duruma dışarıdan bakmaya çalıştı. Görünen o ki, birinci kaptan vazife ve sorumluluklarını aksatıyordu. Gemiyi terk etmek birinci seçenekti ama gidemezdi. Çünkü emaneten verilmiş bir mürettebat vardı. Madem birinci kaptan devre dışıydı. O zaman ikinci kaptan devreye girmeliydi. “Sen kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemezsin” diye derin bir nefes alırken;

“Hiç kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemez. Ancak nefis taşıyoruz. Bu tür durumlara karşı karşıya kalabiliyoruz. Zaten bu benim çirkin ve değersiz olduğum anlamına da gelmemekte. Uzun vadede durumun düzelmesi için ilişkimizdeki gerekli düzenlemeleri yapacağım. Kısa vadede soğukkanlı yaklaşımımı muhafaza edeceğim. Sonuçta dünya yıkılmadı, bunun üstesinden gelebilirim’ diye düşündü.

Kadın bu düşünceyi sindirebildiği an eşinin yanına gitti. Çok ilginçti. Eşi ilk kez kavga çıkarmamıştı. Su üstüne de çıkmaya çalışmamıştı. 10 yıldan sonra ‘Bir daha o sitelere girmeyeceğim’ diyerek söz verdi.Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz? Smiley

Ne diyelim ‘gün ola harman ola, sabır ola sarman ola’…
Duygu sağırlığı…Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz? Smiley
Eşlerden biri dese ki ‘Eşim hep çocukla ilgileniyor, beni ihmal ediyor o yüzden bu sitelere giriyorum’ ben de derim ki:
Peki biz onun duygusal ihtiyaçlarına ne kadar karşılık veriyoruz. İhtiyacı olduğu zamanda eşimizi dinlemezsek (Şu an tv izliyorum, biraz sonra gibi) bu duygusal açığın telafisi zorlaşır. Nasıl mı zorlaşır? Mesela, gece! gündüzün devamı… Gündüz eşimizin duygularına sağır olursak o da gece olunca geçici sağırlık yaşar. Alışverişin kurallarına riayet edersek ancak o zaman sağlıklı alış ve veriş gerçekleşebilir değil mi? Aksi takdirde herkes birbirini suçlamaya ve hatalarına sebep ve gerekçeler aramaya devam eder.
Sağlıklı ruh haline sahip insan hatalarının düşüncelerinin ve duygularının sorumluluğunu alan kişidir. Kişisel hatalarının nedenini dışarıda değil içeride arayan kişidir. Diyelim ki, ‘Bu kadını öldürdüm, çünkü beni öfkelendirdi’ savunmasını düşünelim. Doğru, belki gerçekten biri öfkelendirdi. Peki her öfkelenen adam mı öldürüyor? Bu adamın öldürme suçunu aklar mı? Öfke duygusu insana her kızdığında adam öldürsün diye mi verilmiş? Yoksa kendimizi sakınmak ve korumak için mi?

Sorun öfkelendirende değil. Çünkü hayat boyu bizi öfkelendiren insanlar olacak. Sorun öfkesini denetleyemeyen, duygularını yönetmekten aciz kişide…Başa dönersek; o zaman sorun ihmal edilmişlik mi, duygu denetim sorunu mu?

Ya şehvet duygusu…
Öfke ve şehvet duygusu insanın kemalata, olgunluğa erişebilmesi ve maddi-manevi hayatından lezzet alabilmesi için verilmiş. Bu duygu yerli yerinde kullanılırsa yani cazibe olup hayırlı şeyleri cezp etmek için kullanılırsa kişiye katkı sağlar. Haddi aşar, bilinçaltına tabi olursa kendisini berbat ettiği gibi başkalarını harap eder. Sınırı olmayan bu duyguların tek yönlendirici var: Sıratı müstakim eğitmeni…

O zaman, terbiye edip patronu mu olmak, yoksa esiri mi? Terbiye edilmeyen şehvet duygusunun gözü kördür, söz dinlemez. Kısa vadeli heyecan ve lezzetleri uzun vadeli olana tercih eder. Öyleyse, yanlış davranışlarımıza gerekçeler üretmektense sorunun kökenine inebilmek lazım. Yani şehvet duygusunun idare makamındaki arızaya yani zaaflarına odaklanabilmeli…
Nefsani zafiyet hastalığı

Porno bağımlılığı ile uyuşturucu bağımlılığı ile aynı sülaleden. Nasıl ki madde bağımlılığı anlık bir merakla ve dürtüyle başlıyor ve zamanla alışkanlık haline gelerek yaşamı mahvediyorsa porno bağımlılığı aynı. Hatta bu alışkanlık kişiyi cinsel sapmalara kadar götüren bir bağımlılık.
Bu görüntüler ardından kişiye eşinin fiziksel özellikleri de hoş gelmemeye başlıyor. İzledikleri görüntüler! yüksek beklentilere yol açıyor. Beklentileri karşılanmayınca da gerilim hattı oluşuyor. Ya dahissizleşme süreci başlıyor. Kişi zamanla eskiden onu uyaran şeylere tepki veremez hale geliyor. Hep daha fazlası ve tatminsizlik… Arama motorlarında bu konuda Türkiye dünya dördüncüsü… Sahi, nereye gidiyoruz?

Adına şiddetli geçimsizlik denen şeyin altında çoğu zaman porno bağımlılığı ya da bunun bir sonraki aşaması olan aldatma yer alıyor. Eşlerin anlık ve fani zevklerine meyletmesi, bir üzüm tanesi yemek karşılığında 100 tokat yemeyi göze almak kadar akla muhalif değil mi?
Neyse çok uzattım galiba. Hasılı, aklımıza ve duygularımıza sahip çıkalım. Evliliğin kalbini en hassas noktadan hançerlemeyelim
.





google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Evliliğimizde bindiğimiz dalı nasıl kesiyoruz?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Moda & Güzellik & Bakım & Yemek :: Evliliğe hazır mısınız ?-
Buraya geçin: